16 Nisan 2015 Perşembe

Ağlatan bordo elbise

                        AĞLATAN BORDO ELBİSE
      Selime belirmeğe başlayan pencerenin önünde gökyüzünü seyre dalmış bir şekilde oturuyordu. Bütün gününü neredeyse bu şekilde burada geçiriyordu. Beklide eskileri canlandırıyordu gözünde eski yılları hiç yaşanmamasını istediği o yıllar… 20 yıldır yalnız yaşıyordu. Arada bir komşusu Ayten uğrardı onunla sohbet etmek için. Biraz olsun yalnızlığını onunla gideriyordu.
       Selime kendisine kahve yapmak için mutfağa giderken bir anda telefon sesi geldi. Kesin Ayten’dir halimi sormak için arıyordur dedi içinden. Evet, arayan oydu da kızı için çeyiz nişan alışverişine gitmişlerdi o gün. Dönerken biraz sana uğrayacağım demişti. Selime’de “gel tabi komşum” diyerekten telefonu kapattı. Ardından yaklaşık otuz dakika sonra zil çaldı ve selime komşusunu güler yüzle karşıladı. Ayten ise “ ay komşum ne zor iş bu nişan alışverişi” demekten yakındı. “ bu devirde böyle işler ne zor her şey pahalı bizim dönemimizde bu kadar güzel şeyler bile yoktu bir yandan da gençler daha şanslı” dedi. Selime de evet komşum haklısın dedi. Selime bir anda 20 yıl öncesini anımsadı o güzel ama olamayan kendi nişanını. Çok sevdiği sevgilisi trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Nişan elbisesini bile hiç giyememişti Selime. Sevgilisiyle beraber beğendikleri aldıkları o bordo işlemeli elbiseyi giyemedi ama dolabında hala saklıyordu. Bakmaya bile kıyamıyordu. Ayten bir türlü kızının istediği gibi bir elbise bulamadıklarından bahsetti. Kızı Rüya işlemeli, kabarık çok farklı bir model olsun istiyordu. Her genç kız gibi farklı ve akılda kalıcı bir nişan olsun herkes giydiği elbiseyi günlerce konuşsun istiyordu. O sırada da Selime aklından kendi eski nişan elbisesini geçirdi. “Komşum benim aklıma bir şey geldi ama kızın ister mi bilemedim” dedi. Hayırdır dedi Ayten? Selime içeri giderek dolabından o çok güzel işlemeli ve kabarık elbisesini getirdi ve gösterdi Ayten’e. Bak dedi. Bu benim hiç giyemediğim nişan elbisemdi. Bunu kızına vermek istiyorum artık dolabımda saklamak ta istemiyorum. Ben o mutluluğu yaşayamadım kızın Rüya yaşasın çok mutlu olsun istiyorum umarım kabul eder bu elbiseyi. Ayten o an ne diyeceğini şaşırarak bir yandan da gözleri dolmuş bir şekilde ama onu alamam dedi o sana ait senin hatıraların var üzerinde. Selime ise “lütfen al ve kızına ver kırma beni dedi. Ayten sevinçli bir halde kızını arayarak sana bir şey getiriyorum çok şaşıracaksın dedi ve hemen oradan ayrılarak eve gitti kızına göstermek için. Kızı Rüya elbiseyi görünce çok beğendi bu çok güzel anne tam istediğim gibi dedi nerden buldun bunu kim verdi dedi annesine. Selime teyzen bunu senin giymeni çok istedi dedi ve kabul ederse de çok mutlu olacağını söyledi. Kızı ise tabii ki memnuniyetle giymekten çok mutlu olurum dedi ve hemen Selime teyzesini arayarak teşekkürlerini sundu ve haftaya olacak nişanı için de davet etti. Gelirseniz çok mutlu olurum bu güzel elbiseyi üzerimde görmenizi de isterim diyerekten mutlu bir şekilde telefonu kapattı Rüya.
        Bir hafta sonra Rüya’nın nişan günü geldi çattı. Çok uzak değildi nişan yeri. Selime incili kolyesi ve ufak topuklu ayakkabılarıyla hazırdı nişan için ve hemen yola çıktı. Taksiyle on dakikada nişan yerine vardı. Bir yandan da heyecanlıydı. Acaba o bordo elbiseyi üzerinde görünce ne hissedecekti. İçeride komşusu Ayten onu karşıladı. “ hoş geldin sefa geldin komşum” diyerek. Masaya kadar eşlik etti Selime’ye. Etkileyici bir müzikle müstakbel gelin ve damat adayı göründü. Selime Rüya’nın üzerinde bordo elbiseyi görünce çok duygulandı ve gözyaşları sel oldu aktı o anda…

                                                                     SARE ADIGÜZEL